AİLE ŞİRKETLERİ VE KURUMSALLAŞMA


Aile şirketleri tüm dünyada ekonominin gücüdür. Milli gelire ve istihdama en fazla katkıda bulunan unsurlardan birisidir. Yapılan birçok araştırma, aile şirketlerinin performanslarının aile şirketi olmayanlara göre daha yüksek olduğunu göstermektedir. Gelişmiş ülkelerde aile işletmelerinin toplam şirketler içindeki payı %60-85 arasındadır, gelişmekte olan ülkelerde bu oran %95’lere ulaşmaktadır. Bu işletmelerin milli ekonomiye katkıları %45-70 oranındadır.

Böylesine olumlu etkilere rağmen bu işletmelerin en önemli özelliği kırılgan ve dolayısıyla kısa ömürlü olmalarıdır. Aile şirketlerininsadece %30’u ikinci nesile ve %5-17’si üçüncü nesilegeçebilme şansını elde etmektedir.

Peki nasıl oluyor da bu kadar yüksek performansa karşın aile şirketleri uzun yaşayamıyor?

Aslında aile şirketlerinin karşılaştığı en büyük sorun, işletmenin yönetim boyutu yani KURUMSALLAŞMA ile ilgilidir.

KURUMSALLAŞMA; bir işletmenin faaliyetlerinin, kişisel yöntemlere bağımlı olmadan sürdürülebilmesi ve geliştirilebilmesi için GEREKLİ YAPININ KURULMASIDIR. Hem ticari faaliyetlerin hem de aile ilişkilerinin ve dolayısıyla şirket sahipliğinin bir sistem içinde yürütülmesidir.

KURUMSALLAŞMA; kurucuların ve insan faktörünün sistem dışına itilmesi, şirketi profesyonellere terk etmek, kontrolü kaybetmek, şirketin sırlarını dışarıya aktarmak, maliyetleri arttırmak DEĞİLDİR.

Şirketin ticari faaliyetlerinin yanı sıra ailenin kurumsallaşması, nesiller arası devirlerin detaylı bir şekilde planlanması ve uygulanması da bir o kadar önemlidir.

Aile şirketinin kurucusu, belirli bir büyüklüğe ulaşan işletmesinin yönetimini yeni gelen nesile devretmek zorunda kalacaktır. Yönetim için en uygun kişinin seçimi ve devir sürecinin yönetimi hiç şüphesiz dikkatle ele alınması gereken bir konudur. Kontrol ve yönetimin devredilmesi, aile şirketlerinde güçlükle gerçekleşen bir olaydır. Genellikle en üst düzeyde şirketi yöneten kişinin yetkisini devri sırasında sarsıntılar yaşanmaktadır. Yetki ve yönetim devrinin sağlıklı yürütülememesi aile şirketlerinin ayakta kalamamasındaki başlıca sebeplerden biridir. Ayrıca aile üyelerinin farklı beklentilerinin olması, aile üyeleri arasında büyük sorunların yaşanmasına neden olmakta ve sonucunda bu süreçte işletmenin zarara uğramasına yol açmaktadır. Çatışmaların şiddetli olması ve iş dışına yani aileye taşınması sorunu özel ve önemli kılmaktadır.

Hayati önem taşıyan, bir o kadar da zorlu olan kurumsallaşma sürecinde tarafsız bir kurumdan profesyonel destek almak; işletmede ve ailede çatışmaların ve yanlış anlamaların önüne geçecek, deneyimden yararlanılması yoluyla zaman ve hatta para kazanmak anlamına gelecek, en önemlisi de KURUCUNUN HAYALLERİNİN GERÇEKLEŞMESİNE VE ŞİRKETİNİN NESİLLER BOYU YAŞAMASINA destek olacaktır.